Cafer Kimin İsmi?
Bir Anın İçinde Kaybolmak
Geçen hafta Kayseri’nin soğuk, gri havası altında yürürken, birden adını duydum. “Cafer.” Bunu duymamla birlikte kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. Ne kadar uzakta olursa olsun, her duyduğumda bir yankı bırakır bu isim. O an, her şeyin bir anda sessizleştiği o anı hatırladım. Tıpkı bir şeyin kaybolduğu, ama seni bırakmadığı an gibi. Cafer, bir insanın adı mıydı? Yoksa sadece bir anının yankısı mı?
Birçok kişi gibi ben de Kayseri’de büyüdüm. Çocukluğumun izleri bu şehri her köşesinde saklı. Ama Cafer’in adı, sadece bir isimden daha fazlasıydı. O ismin içindeki anlamları her an, her hatıra canlandırabiliyor musunuz? Bazen bir isim, bir insan kadar derin olabilir. Cafer de işte öyle biriydi. Ne zaman hatırlasam, birinin ruhunu taşıyan bir ismin sadece bir harf dizisi olmadığını düşünürüm. Her şeyin arkasında bir hayat, bir duygu, bir hikâye var.
Onunla İlk Tanışmam
Bir akşamüstü, kafemde otururken camdan dışarı bakıyordum. Düşüncelere dalmışım, neşemi kaybetmişim. O an, içeriye Cafer girdi. Onu tanımıyordum, ama o kadar tanıdık bir yüzü vardı ki… Sanki yıllardır tanıyordum. İlk bakışta anlamadım, ama o kadar saf, içten bir şekilde bana gülümsedi ki, anında bir şeyler hissettim. Neredeyse kendimi kaybedecektim.
Konuşmamız başladı. O kadar doğal, o kadar akışındaydık ki… Cafer bana hayatla ilgili bir şeyler anlatırken, kendimi birden tüm dünyaya yabancı hissettim. O kadar derin bir insanın hikâyesi vardı ki, hayatımda böyle bir duyguyu ilk kez yaşıyordum. Bir yandan onun anlattıkları, içimi ısıtırken, diğer yandan hayal kırıklığına uğradığımı fark ettim. Onunla bir bağlantı kurmak, bir hayatı anlamak istedim. Ama o da ne? Cafer bir anda kayboldu, gitmek zorunda kaldı.
Cafer’in Gitmesi
Bir sabah, Cafer’i bulacağımı umarak kafeye gittim. Ama o gün hiç gelmedi. Ne telefon açtı, ne de haber verdi. O an, kaybolmuş hissettim. Kayseri’nin soğuk sokaklarında yürürken, Cafer’in adı sanki tüm şehri sardı. Gözlerim aradı ama bulamadı. “Cafer kimin ismi?” diye düşünmek, sanki her şeyin son bulduğu, her umut ışığının söndüğü anı hatırlatıyordu bana. Gerçekten, Cafer kimin ismi?
Umut ve Hayal Kırıklığı
Günler geçtikçe, Cafer’in adı zihnimde daha fazla yankı yapmaya başladı. Birinin adı, seni o kadar etkiler mi? Cafer’in bir ismi vardı, ama o ismin arkasındaki duyguyu anlamak, o kadar derin bir yerden geliyordu ki. Hiçbir zaman konuşmadık belki, ama ben Cafer’i çok iyi tanıdım. Bir gün, bir şekilde bulurum diye düşündüm. İnsanın duyguları, kaybolan birini bile kaybolmaktan kurtaracak kadar güçlüdür belki.
Zihnimde Cafer’in anıları arasında kaybolurken, bir yandan da şu anı düşünüyorum. Hiç kimseye söylememiştim belki ama ben, hayal kırıklığı ve umut arasında sıkışıp kalmıştım. Bir insanın ismi, bir anı gibi olabilir mi? Ya da belki, bir insan, o anı hatırlatan tek şeydir.
Bir isim bir hayatı yansıtabilir mi? Cafer’in adı bana bir şeyler anlatmaya devam etti. Bir adı duymak, birisini özlemek, hatta bazen sadece o ismi anmak bile insanın içinde bir boşluk yaratabiliyor. Ama belki de bu boşluk, sevmenin ve kaybetmenin doğal bir parçasıdır. Cafer, sadece bir isim değil, bir hikâye. Bir insanın adı da, bir hayatın izlediği yoldur.
Sonuçta…
Bir hafta sonra, yine kafeye gittim ve yine Cafer’i bekledim. Gelmedi, ama bir umut hep içimde kaldı. Çünkü bazen kaybolan insanlar, bir şekilde geri döner. Belki bir başka adla, belki başka bir yerden. Belki de Cafer, sadece bir isim değildi, bir hayal kırıklığıydı, ama içinde umut taşıyan bir hayal.
Cafer’in kim olduğunu hala bilmiyorum. Ama bir şey kesin: Bazen kaybolanlar, sadece kaybolmazlar; bizi de kaybettikleri yerden bir şekilde bulurlar.