Körleşme Ne Anlatıyor? Gözlüklerinizi Takın, Bu Yazı Çok Eğlenceli!
Hadi bir düşünün… Herkesin bir noktada körleştiği, gözünün önündeki gerçekleri fark edemediği anlar vardır, değil mi? Belki bir sabah aynada yüzünüze bakarken, “Bu kadar sivilce niye birikti?” diye soruyorsunuz. Ama ya bir arkadaşınız size, “Bunlar, bir hafta önceki abuk sabah kahvaltılarının hatırası,” derse? İşte o zaman gerçek anlamda körleşme başlar. Ama korkmayın, bugün hep birlikte bu “görmeme” halini eğlenceli bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. “Körleşme ne anlatıyor?” sorusuna mizahi bir gözlükle bakacağız.
Körleşme: Ne Göz Var, Ne Akıl
Körleşme, genellikle bir insanın çevresindeki dünyayı ya da durumu göz ardı etmesi anlamına gelir. Yani bir insan, gördüğünü ya da fark ettiğini zanneder ama aslında körleşmiştir; gözleri açıktır ama farkındalıkları kapalıdır. Gündelik hayatta bu, çoğu zaman bir ilişkinin içinde, ofisteki rutinlerde ya da sosyalleşirken karşımıza çıkar. İnsanlar, “O kadar yakınındalar ki, en belirgin şeyleri göremezler,” diyoruz, değil mi? İşte körleşmenin tam tanımı bu. Ama gelin, bunu daha da eğlenceli bir hale getirelim!
Erkeklerin Çözüm Odaklı “Körleşme” Yöntemi
Şimdi, erkeklerin bu körleşme durumuna nasıl baktığını inceleyelim. Erkekler için körleşmek, genellikle bir “yapılacak işler” listesine dayanır. Mesela, evdeki bir sorunu görmemek için, gözlüklerini bir kenara koyarak stratejik bir plan yaparlar. Düşünün, bir erkek banyo yaptığında, duvarda asılı olan eski halıyı görmezden gelir. “Evet, orada bir halı var ama o halıyı temizlemenin pratikte hiçbir anlamı yok. Önce araba, sonra spor salonu!” diye düşünür. Yani, bir erkek için körleşmek, gözünün önündeki en basit sorunu bile bir çözüm odaklı, pratik bir yaklaşımla geçiştirmek anlamına gelir. Evet, belki biraz dalgacı bir tavır ama sonuçta çözüm bulmak işin özü!
Bir erkek, “Evde bu halı niye böyle?” diye sorulduğunda, cevabı “Aman canım, kim halıyı görüyor ki?” olur. Hala temizlenmemiş olan halı, bambaşka bir dünyada ve o dünyada yaşayan tek kişi de “o erkek”tir.
Kadınların Empatik ve İlişkisel Körleşme Yaklaşımı
Şimdi de kadınların körleşmeye nasıl yaklaştığını görelim. Kadınlar için körleşme, duygusal ve ilişkisel bir meseleye dönüşür. Kendi gözlüğüyle bakarak, çevresindeki insanları ve durumları çok iyi analiz ederler. Ancak, en yakınındaki kişi için bir tür “görmeme” durumuna girebilirler. Kadınlar, bazen sevdiği kişilerin küçük hatalarını göz ardı ederler. “Hala halıyı temizlemedin mi?” sorusu, aslında bir ilişkinin derinliklerine inmek, “Gerçekten bu kadar küçük şeyleri görmüyorsun mu?” demek için bir fırsata dönüşebilir.
Kadınlar, ilişkilerde körleşmeyi daha çok duygusal bir eksiklik olarak değerlendirirler. Gözlerinin önünde olan ama duygusal olarak hissettikleri bir boşluğu ya da eksikliği görmezler. Mesela, bir kadın, partnerine aynı hatayı yaparken “Sen bu kadar körleşmiş olamazsın!” diye tepki verebilir. Çünkü ona göre, aşk ya da sevgi, küçük eksiklikleri görmeme halidir. O küçük “görmeme” anı, aslında daha derin bir duygusal bağ kurma şeklidir.
Körleşme: Kim Kimin Gerçekliğiyle Yaşar?
İşte körleşme konusunda erkeklerin ve kadınların farklı bakış açıları tam olarak burada çatışıyor: Erkekler çözüm odaklı yaklaşırken, kadınlar duygusal gözlüklerle bakıyor. Ancak hangisi daha sağlıklı? Erkeklerin gözleri, halıyı görmeden problemi çözüme kavuşturmayı tercih ederken, kadınlar kalp gözlüklerini takarak halının altındaki “duygusal boşluğu” arıyor. Peki, bu iki yaklaşım gerçekten birbirini dengeleyebilir mi? Yoksa körleşmek, yalnızca gözlerinizi kapatıp rahat bir şekilde “görmemek” midir?
Bir erkek bir halıyı görmezken, kadınlar bu halının altındaki duygusal boşluğu neden görmemeye devam ederler? Belki de bu körleşme durumu, hayatın biraz da olsa “görülmemesi” gereken küçük ayrıntılarla ilgilidir. Ancak körleşmeyi sadece bir görmeme durumu olarak kabul etmek, insanın en derin hislerine dokunmamıza engel olabilir. O zaman belki de körleşmenin çözümü, gözlüklerimizi bir kenara bırakıp, hem duygusal hem de pratik açıdan biraz daha açık fikirli olmakta.
Körleşme Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
Hadi, şimdi sıra sizde! Gözlüklerinizi takın ve şu sorularla tartışmaya katılın:
Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, körleşmeye karşı daha mı etkili? Yoksa kadınların duygusal yaklaşımları mı daha derin?
“Görmeme” durumu sizin için bir strateji mi, yoksa gerçekten körleşmek mi?
Günlük yaşamda, ne gibi körleşme anlarıyla karşılaşıyorsunuz? Küçük gözden kaçırmalar mı, yoksa daha büyük göz ardı etmeler mi?
Yorumlarınızı bekliyorum, bakalım hangi bakış açısına daha çok katılacaksınız!